Şu bir gerçek ki “Paralel Devlet Yapılanması (PDY)” olarak adlandırılan yapının gadrine uğramadan onun mahiyetini, zihniyetini, etkisini, gücünü idrak edip anlamak neredeyse imkânsızdır. Hele çıkarları onlarla kesişenlerin, zaaflarıyla onlara esir düşenlerin bunu isteseler de başarmalarına imkân ve ihtimal yoktur.
Belirtmek gerekir ki FETÖ/PDY'yi en iyi tarif edecek ifade, “zaaf/çıkar avcılığı ve itibar cellatlığı” olacaktır. Nitekim bütün dikkatlerini özel hayatlara yoğunlaştırmalarının, telefon ve ortam dinleme faaliyetlerinin, çekilen gizli görüntülerin, üretilen sahte delillerin yöneldiği tek hedef kişinin onur ve saygınlığı yani toplum içerisindeki “itibarı” olmuştur. İnsani ve etik kaygılardan arındırılmış “saf” bir niyetle bu kolaycı yöntem rahatlıkla tercih edilmiş; böylece birileri enselerinden yakalanıp adeta bu yapıya göbeklerinden bağlanırken birileri de itibarları üzerinden infaz edilerek cezalandırılmıştır.
A) Turgut Özal Üniversitesi ile sorun yaşanmaya başlandığı tarihten sonra “tesadüfen” ortaya çıkan 29 yıl öncesine ait haksız ve dayanaksız bir borç ile cebri icra tehdidine ilişkin yazışmalar
B) Turgut Özal Üniversitesinde 01 Nisan 2013’te başlayıp 01 Ekim 2015 günü sona eren bir sürece dair yazışmalar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme